“Kent Uzlaşısı” operasyonu kapsamında 19 Mart’ta tutuklanan Şişli Belediye Başkanı Şahan’ın tutukluluğuna yeniden itiraz edildi. Şahan’ın avukatı Hüseyin Ersöz, tahliye talebini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletti. Dilekçede, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ı TBMM’ye davet etmesiyle başlayan ve PKK’nın kendini feshetmesiyle sona eren “Terörsüz Türkiye” sürecine yapılan atıflar dikkat çekti.
‘HUKUKİ DAYANAK KALMADI’
Şahan’ın tutukluluğuna yönelik yeni bir itiraz dilekçesi sunan avukatı Hüseyin Ersöz, PKK’nın 12 Mayıs 2025’te silahlı mücadeleyi sonlandırıp kendini feshettiğini hatırlatarak, “örgüte yardım” suçlamasının artık hukuki dayanağının kalmadığını savundu. Ersöz, var olmayan bir örgüte yardım suçlamasıyla müvekkilinin tutuklu kalmasının hem hukuki hem de hak ihlali anlamına geldiğini belirtti.
‘CMK’YA AYKIRI’
Ayrıca dilekçede, tutukluluk incelemelerinin avukatlara haber verilmeden, duruşmasız yapılmasının CMK’ya aykırı olduğu ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği vurgulandı.
Şahan’ın geçmişi ve çalışmaları dikkate alındığında terör örgütüyle ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını dile getiren Ersöz, sürecin hukuki olmaktan çıkıp siyasi bir cezalandırmaya dönüştüğünü ifade etti. Ersöz, demokratik iradeye ve hukuk devletine saygı gereği Şahan’ın serbest bırakılmasının zorunlu olduğunu belirtti.
Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“12 Mayıs 2025 tarihinde PKK/KCK örgütünün kendisini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan etmesi, isnat edilen ‘örgüte yardım’ suçunun tüm unsurlarını hukuki ve fiilî olarak ortadan kaldırmıştır. Suçun maddi ve manevi unsurlarının mevcut olmaması bir yana, halihazırda örgütün dağılmış olması karşısında ‘örgüte yardım’ suçlaması hem zamansal hem de fiilî bağlamda boşlukta kalmaktadır. Ortada artık var olmayan bir örgüte yardım edildiği iddiasıyla tutukluluğun sürdürülmesi, açık bir hak ihlali, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının haksız kısıtlanmasıdır.
Siyasi saiklerle, hukukun eğilip bükülerek uygulandığı bu süreçte, Resul Emrah Şahan’ın tutukluluğu bir yargılama tedbiri olmaktan çıkmış, cezalandırma aracına dönüşmüştür. Bir siyasi linç kampanyası ve demokratik iradeye karşı yargı yoluyla yapılmış bir müdahale vardır. Bir belediye başkanını, Partilerin yasal bir seçim stratejisini gerekçe göstererek, illegal yapılarla ilişkilendirmeye çalışmak, hukuk devleti ilkesiyle açıklanamaz.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘Türkiye İttifakı’ adını verdiği yerel yönetim vizyonunu terörle ilişkilendirmek, partileri siyaset üretemez bir noktaya sürükler. Bu gerekçelerle, içinde bulunduğumuz süreç de dikkate alındığında Resul Emrah Şahan’ın serbest bırakılması yalnızca hukuksal yönden değil; aynı zamanda demokratik kaideler ve halkın iradesine saygı gereği de bir zorunluluktur.”
Kaynak: ANKA