1. Haberler
  2. Siyaset
  3. ‘En Büyük Mücadelemiz’ Diyerek Açıkladı

‘En Büyük Mücadelemiz’ Diyerek Açıkladı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da düzenlenen Sosyalist Enternasyonal toplantısında konuşma yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik operasyonlarda Başkan Ekrem İmamoğlu dahil onlarca kişinin gözaltına alınıp tutuklandığını belirten Özel, bu durumu “baskı rejiminin bir darbesi” olarak niteledi. CHP lideri, tüm dünyada otoriteye karşı durduklarını ve duracaklarını vurguladı.

‘EN BÜYÜK SORUNUMUZ BELLİ’

ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın baskıyla yönettiklerini söyleyen ana muhalefet lideri, dünyanın içinde bulunduğu durumla ilgili şunları söyledi:

“Almanya’da radikal sağcı, ırkçı bir parti seçimlerden daha evvel görülmemiş bir başarıyla çıktı maalesef. Geçtiğimiz hafta Portekiz’de aşırı sağcı parti hükümet kuramasa da tarihi denilebilecek düzeyde yüksek bir oy aldı. Yani dünyadaki sağ popülist ve otoriter dalga adım adım daha çok tehlikeli hale geliyor. 21’inci yüzyılın ikinci çeyreğine yapay zekanın etkisi altında birbiriyle konuşan, birbirinden öğrenen makinelerle, robotlarla gireceğimiz ve bu riskleri tartıştığımız bir sürede birbiriyle konuşan, dayanışan ve öğrenen otoriter popülist liderlerle girdik. Bence önümüzdeki çeyreğin en büyük sorunu, en büyük mücadele alanımız bu bütünün ta kendisi olmalıdır.

‘YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ’

Şunu hiç unutmamalıyız, örgütlü kötülükle ancak örgütlü iyilik baş edebilir. Örgütlü otoriterliğin panzehri bizim dayanışmamızdır. Dünyanın dört bir yanında iyi örgütlenmiş demokratik güçler, dayanışma içinde hareket etmelidirler. Bu seneki Sosyalist Enternasyonel toplantımızın ‘dayanışma’ temasını esas almasının nedeni de yapmış olduğumuz bu ortak tespittir. Dayanışma, bu saatten sonra demokratlar için bir tercih değil, kaçamayacağımız bir sorumluluğumuzdur. Tam da bu nedenle toplantının sloganı, ‘Hak ettiğimiz bir dünya için; ya hep beraber, ya hiçbirimiz’ olarak belirlenmiştir. Bizim bu dönemde Alman Şair Bertolt Brecht’ten ilhamla Türkiye’de kullandığımız slogan şudur: ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.’”

‘ERDOĞAN’A YARDIMI ESİRGEMEDİK’

Günümüzde demokrasinin ve hukuk sisteminin tehdit altında olduğunu ifade eden Özgür Özel, baskıcı rejimlere şu sözlerle tepki gösterdi:

“Böyle bir süreçte bir ülkede yaşanan baskıları, yapılan yanlışları, dünyaya anlatmaya çalıştığında o ülkenin demokratları ‘Ülkeni dışarıda şikayet edemezsin’ deyip bir psikolojik baskı ve bariyer oluşturmaya çalışıyorlar. Türkiye’de durum farklı değil. Bu iktidara 15 Temmuz’da darbe yapıldığında ertesi sabah Erdoğan kapımızı çaldı, ‘Dünyayla ilişkileriniz çok iyi. Bunun bir demokrasiye darbe olduğunu dünyaya anlatmamıza yardım edin’ dedi. O yardımı esirgemedik. Partisi kapatılırken kurduğu heyetlerle her birinizin kapısını çaldı ve partisine kapatma davası açılmasının ne kadar anti-demokratik olduğunu anlattı. Destek gördü. Biz de parti kapatmalara her zaman karşı olduk. Erdoğan’ın partisinin ilk yola çıktığı zamanlar, yaşadıkları zorluklar karşısında gidip Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptıkları başvurularda sonuç aldılar. AİHM kararlarının uygulanmasını hep birlikte savunduk.

‘YAŞANANLARI ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Bugün Türkiye’de AİHM kararlarını uygulamayan, seçilmiş milletvekillerini Anayasa Mahkemesi kararına rağmen içeride tutan, kendisine darbe yapıldığında ona sahip çıkan, kapalı Meclis’i açtırıp tankların önünde direnen Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçilmiş belediye başkanına darbe, gelecek cumhurbaşkanı adayımıza darbe, ülkenin gelecek iktidarına darbe yapıp sonra ‘Bunu hiçbir yerde anlatamazsın’ diyecek kadar pişkinler. Japonya’nın trende basılan yüksek tirajlı gazetesine de İngiliz İşçi Partisi’nin yaptıklarına karşılık The Guardian’a da dünyadaki 40’ın üzerinde basın-yayın organına olanlara hiç çekinmeden büyük bir cesaretle anlattım, anlatmaya da devam edeceğim. Bunlara karşı, bunların yarattığı vasata teslim olmak, bunların yarattığı iklimin içinde kalmak, bunların ördüğü duvarın arkasında kalmak onları güçlendiriyor. Duvarlar yıkılmalı, iklim terk edilmeli, diktatörlerin dayattığı vasata teslim olunmamalı. Reçetenin ilk ilacı budur.”

‘EN BÜYÜK RAKİBİNE DARBE YAPTI’

Partisinin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğuna da değinen Özel, bu durum için “sivil darbe” diyerek şöyle konuştu:

“Seçimle göreve gelen, ancak seçimle gitmek istemeyen Sayın Erdoğan en büyük rakibine karşı darbe yapmıştır. İşte Türkiye 19 Mart’ta sabahleyin bir sivil darbeye uyanmıştır. Sayın İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladıktan sonra siyasi talimatla yargı eliyle hedef alınmıştır. Bulunduğumuz şehrin, İstanbul’un üç kez seçilmiş Belediye Başkanı ve partimizin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu 19 Mart’ta yüzlerce polis tarafından evi basılarak gözaltına almıştır. Bunun yanında İstanbul’daki beş belediye başkanımız daha tutukludur. İki belediyemize kayyum atanmıştır. Bizimle birlikte bu salonda bulunan DEM Parti’nin Sayın Eş Genel Başkanı da var. Birazdan kendisini de dinleyeceğiz. Onların geçen dönem çok yüksek oylarla seçtirdikleri 49 belediye başkanına terör gerekçesiyle kayyum atanmıştı.

‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE DESTEK VERDİK’

Bu dönemde halen daha 10’un üzerinde belediye başkanlarına kayyum atandı. O süreçte de hep dayanışma içinde olduk. Bu süreçte de olacağız. Türkiye’de de şu anda ‘Terörsüz Türkiye’ sloganı altında ancak bizim ‘Terörsüz ve demokratik Türkiye’ diye destek vereceğimizi açıkladığımız bir süreç var. Bu sürecin Türkiye’de terörü bitirmesi, çatışmaların olmaması, bundan sonra Kürt-Türk hiçbir annenin gözünün yaşının akmaması umudu var. Yaşadığımız bütün zorluklara, gördüğümüz bütün baskılara rağmen bu sürece sosyal demokratlara yakışır, en olumlu katkıyı veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.”

Aile olmanın sorumlulukları olduğunu söyleyen Özel, kendileriyle dayanışan herkese teşekkür ettiğini belirterek “Pedro’nun şahsında Sosyalist Enternasyonal ve kardeş partilerimizin resmi açıklamalarına, Avrupa Sosyalist Partisi’nin açıklamasına, destek ziyaretlerine, ayrıca ismini anmak zorundayım,; Alman Sosyal Demokratları’nın Türkiye’ye gelen tüm heyetlere yoğun katılımlarına, ayrı ziyaretlerine, Türkiye’den sonra meselenin en çok gündemde tutulduğu ülkenin Almanya oluşuna şükran borçluyum. Bu vesileyle kardeş partimiz SPD’yi son seçimler dolayısıyla ve yüklendikleri yeni sorumluluk dolayısıyla tebrik ediyorum” dedi.

‘BU AYRILIĞI BİTİRELİM’

Konuşmasında dostluk vurgusu da yapan Özgür Özel, şunları söyledi:

“Yoldaşım Lars’ı yeni görevinden dolayı kutluyorum. SPD’yi, bir kez daha İstanbul’dan Sosyalist Enternasyonal ailesine, büyük ailesine geri dönmeye ve bu ayrılığı bir an önce bitirmeye davet ediyorum. Dün akşam PES’in değerli Genel Sekreteri ile birlikteydik, bugün de salonumuzu onurlandırdılar. Dün yaptığı konuşma çok değerliydi. Dayanışmaya ve kardeş partilerin her ortamda birlikte olmalarına, dayanışmayı büyütmeye ve yapıları ortaklaştırmaya yönelik değerlendirmelerini çok kıymetli buluyorum. Yaşadığımız bu kötü süreçte sessiz kalmayı tercih eden kardeşlerimizin olmasını üzüntüyle karşıladığımızı belirtmek isterim. Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey, düşmanlarımızın yüksek ve kötü sözlerinden çok dostlarımızın sessizliği olacak. Bunu da dostlarımıza, o dostlarımıza, dost bildiklerimize bir kez daha ifade etmek isterim.”

‘HEDEFİMİZ AB’NİN TAM ÜYESİ OLMAK’

Avrupa Birliği (AB) hedeflerinden de bahseden CHP lideri, şöyle konuştu:

“Suriye’de denklemler var, dünyada denklemler var, koca koca ülkelerin koca koca menfaatleri var. Ama bu denklemlere bakıp da İngiltere’nin menfaatini, Erdoğan’da görmek doğru bir şey değil. İngiltere’nin bir menfaati varsa evet istikrarlı bir Türkiye’dedir, istikrarlı bir Suriye’dedir, istikrarlı Orta Doğu’dadır. Ama Türkiye’deki istikrarın yolu demokratların iktidarındadır. Otokratların iktidarının istikrarı en temel istikrarsızlıktır. O yüzden ‘İstikrara destek vereceğiz’ diyerek demokratlara yapılan bir darbeye sessiz kalmayı hiç içimize sindirmedik, bundan sonra da sindirmeyeceğiz.

Değerli yoldaşlar Türkiye büyük bir ülkedir. Ve bu ülke Erdoğan iktidarından ibaret değildir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak hedefimiz, ülkemizdeki gelir adaletini, mahkeme adaletini ve sosyal adaleti sağlamaktır. Hedefimiz, tam demokratik rekabeti hakim kalmaktır. Hedefimiz, Kürt meselesinin tamamen çözüldüğü, terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye inşa etmektir. Hedefimiz, Türkiye’yi bir sığınmacı deposu olmaktan çıkarmak ve göç meselesini Avrupa ile ortaklaşarak çözmektir. Ve hedefimiz, ülkemizi Avrupa Birliği’nin tam üyesi yapmaktır. Bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz.”

‘OTORİTERLERE TESLİM OLMAYACAĞIZ’

AKP döneminde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak gibi uygulamaların yapıldığını hatırlatan Özel, “Şunu herkese hatırlatmamız gerekir ki demokratlar, otoriterliğin ya hedefi ya da potansiyel hedefidir. Onunla mücadele konusunda dayanışma içinde olmaksa kaçınılmaz bir sorumluluktur. Bir Sosyalist Enternasyonel ailesi olarak özgürlük, adalet ve dayanışma değerlerine hep bağlı kalacağız. Her sorun karşısında dayanışma sorumluluğu ile hareket etmesi gereken yoldaşlarımızın kararlı iradeleri ile aşılacaktır. Siz değerli üyelerimizin desteği ile demokrasiyi, barışı ve sosyal adaleti daha güçlü savunacağımıza olan inancım tamdır. Buradan İstanbul’dan bütün dünyaya hep birlikte sesleniyoruz. Otoriterlerin karşısında teslim olmayacağız. Demokratlar kazanacak. Biz kazanacağız. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi

‘En Büyük Mücadelemiz’ Diyerek Açıkladı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Perest ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin