2006 yılında vizyona giren filmin yönetmenliğini Ezel Akay, senaristliğini ise Levent Kazak yaptı. Kadrosunda birçok yıldızı barındıran film Osmanlı’nın kuruluş dönemini anlatıyor.
Yönetmen Ezel Akay ve senarist Levent Kazak aslında yıllardır Türkiye’de haberlerden gördüğümüz, bildiğimiz bir hikayeyi bize Hacivat ve Karagöz üzerinden anlatıyor.
Birçok tarihçi gündelik Osmanlı hayatını doğru yansıttığını belirtiyor hatta birçoğunun söylediği şey izlediğim en iyi Türk yapımı Tarih filmi olabilir diyor.
Filmi 2006 yılında sinemada izlemiş ses sisteminin gazabına uğramıştım. Birçok repliği kaçırmış olmama rağmen beğenmiştim ve kendi kendime sormuştum. Yarısını anlamadığım filmi ben nasıl beğendim diye. Meğer sorunun cevabı basit ve anlaşılırmış, sinema böyle bir sanatmış zaten, film bu toprakların duygusunu o kadar net veriyordu ki birkaç teknik hata bu duygunun önüne geçemiyordu.
Yıllar önce İstanbul Film Festivali’ne “Çingeneler Zamanı” filminin altyazısı yetişmiyor. İnsanlar Sırpça izledikleri filmi ayakta alkışlamışlar. Bu film de bende böyle bir hissiyat uyandırdı.
Filmin başarısını size şöyle anlatayım, 2006 yılı daha internetin bu kadar yaygınlaşmadığı, bilgiye ulaşmanın çok daha zor olduğu yıllarda böylesine ince detaylı, her sahnenin dönem tınısı koklayabildiği film.
Son zamanlarda bir daha izlediğimde, filmin Türkiye’de yaşadıklarımızla benzerliklerini görünce sinirli bir gülme ifadesi oturdu yüzüme, Pervane’nin rüşveti meşrulaşma çabaları, Kösemihal’in kendi siyaset kariyeri uğruna ailesini gözden çıkartması, Hacivat ile Karagöz’ün bu ortamda yaşamak için tek elinden gelen şeyin mizah olması, şehri koruyan Bacıların erkeklere kul edilmeye çalışılması, Orhan Gazi’nin etrafındaki dalkavuklara fırsat vermesi.
Biz neden hala Karagöz ve Hacivatları öldürüyoruz Pervaneler dururken?
Film, Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü? Sorusunun cevabını bulmak yerine, sanki biz neden hala Karagöz ve Hacivatları öldürüyoruz Pervaneler dururken demek istemiş. Filmin sonunda, Karagöz ve Hacivat’ın başlarının sepete konduğu sahnede, çocuğun annesinin yanındaki cümlesi bana çok tanıdık geldi “ e başlarına bunların geleceği belliydi.” Yönetmen bize galiba oradaki anneyle toplumumuzun film hakkındaki düşüncelerini söylemiş.
Kadı Pervane efendi, yeni kurulan Osmanlı topraklarına gelir ve divanda konuşmasını yapar.
“Arap diyarlarında teze bir fikir vardır. Bunun adı rüşvettir. Her kimin devletle işi düşerse ödeyeceği paradır. Rüşvetle hal olmayan iş olmaz. Yerü gelir kılıncın açamadığı kapuyu rüşvet açar.”
Kadı Pervane, bizim dönemimizde yaşayan, liderini gördüğü zaman ceketini ilikleyen taşrada, kentlerde gördüğümüz bıyıkları yeni yeni çıkan ve o bıyıkları hep aynı şekilde bırakan politikacımız.
Ve maalesef ülkemizde Kadı Pervane’nin gördüğü saygıyı, ne Karagöz, ne Hacivat ne de Hacı Dimitri görüyor. Hala Kadıyı gördüğümüzde, ceketimizi iliklemek zorunda bırakılıyoruz.
Dünya gelişti, kılıç ile kalkanın yerini nükleer aldı ama ne dünyada ne de Türkiye’de Kadı Pervaneler bitmedi. O popüler sağ liderler bugün İsrail- İran geriliminde ülkenin başındalar ve sürekli bir oyunlar oynayarak kafamızı karıştırmaya devam ediyorlar.
Güven Kıraç’ın başarıyla oynadığı Kadı Pervane karakterinin, artık bu coğrafyada kazanmaması dileğiyle izledim. Artık Kadı Pervanelerinin sonlarının gelmesini dileyerek izledim.
Ezel Akay ile hiç tanışmadım ancak kendisini ilk gördüğüm yerde iki cümlem hazır ilki sen bu kadar başarılı bir filmi çekerek nasıl batabildin? ( Gerçi bu sorunun cevabını biliyorum ama bir daha dinlemek isterdim Ezel Akay’dan)
Bir diğeri ise 2006 yılının Türkiye’sini Hacivat ve Karagöz Nasıl Öldürüldü? Filmiyle nasıl bu kadar başarılı masallaştırdın?
Galiba kendisinden de ufak bir isteğim olurdu, ne olur bu sefer Kadı Pervane’nin kazanmadığı bir masal anlat bize diye, masalsa bari istediğimiz gibi bitsin.
Karagöz ve Hacivat, hala dilimizde, esprilerimizde geleneğimizde devam ediyor; ama maalesef Kadı Pervane de devam ediyor.
Kadı Pervanelerin kazanamadığı bir coğrafyada yaşamayı dilerim hepimize
