CHP’ye açılan ‘kurultay iptali’ davasının duruşması yarın görülecek. Kamuoyunda mahkemeden ‘mutlak butlan’ kararı çıkacağı ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden partinin başına geçeceği iddiaları ve Kılıçdaroğlu’nun da bu konuya ilişkin açıklamasında “Böyle bir açıklama yapamam. Umarım mutlak butlan çıkmaz ama olursa da partiyi kayyıma terk edemem. Ben kabul etmesem kayyım gelecek. Kayyıma mı bırakayım?” diyerek tartışmaların alevini harladı.
Gazeteci Gökçer Tahincioğlu, T24’teki ‘Devlet Bahçeli, “Kayyım mümkün ve doğru değil” demişti; 15 soruda CHP’ye açılan kurultay davası ve olasılıklar’ başlıklı yazısında Bahçeli’nin CHP’ye olası kayyım ataması için yaptığı “CHP’ye kayyım hem doğru değil hem de mümkün değildir. CHP, fiili vesayet, kayyım yönetimiyle kendi kendini yiyip bitiren canlı bir organizmaya dönüşmüştür” sözlerini hatırlattı.
Tahincioğlu 15 soru ve yanıtlarını paylaştığı yazısında mahkemeden mutlak butlan kararı çıkıp çıkamayacağını irdeledi.
1- DAVA KİMLER TARAFINDAN AÇILDI?
İlk maddede ‘Kurultay davası, kim tarafından açıldı?’ sorusuna yanıt aranırken, davanın partiden ihraç edilen Lütfü Savaş, delegeler Yılmaz Özkanat, Hatip Karaaslan ve Kamile Bahar Önal tarafından açıldığı anımsatıldı ve farklı mahkemelerde açılan davaların Anlara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirildiği kaydedildi.
2- İPTAL DİLEKÇESİNDE NE TALEP EDİLDİ?
İkinci soruda ise kurultayın hangi gerekçeyle iptalinin talep edildiğine yanıt arandı. İptal talep edilen dilekçece “şaibeli seçimlerle kurultay sakatlanmış olduğundan Özgür Özel ve yönetiminin hukuken bir geçerliliği olmadığı, kurultaya ilişkin iptal davalarını bertaraf etmek amacı ile olağanüstü kurultay yapıldığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mutlak butlan ile sakatlanmış ve yok hükmünde bulunan olağanüstü kurultayda genel başkan seçildiği, Genel Başkan olarak bulunduğu sürede aldığı kararların yok hükmünde olduğu, olağanüstü kurultayın da bu nitelikte sayılması gerektiği, bu nedenle önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile önceki Parti Meclisi ve önceki Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin görevlerine iadesinin zorunlu olduğu” iddialarına yer verildi
3- NEREDEN ÇIKTI BU MUTLAK BUTLAN TARTIŞMASI?
Üçüncü maddede mutlak butlan tartışmalarının kaynağına inilerek, Özel’in genel başkan seçildiği kurultayda delegelerin iradesinin sakatlandığı, bu nedenle bu kurultayın hukuken yok sayılması gerektiği, sonrasında yapılan olağanüstü kurultayın da bu hukuksuzluğu gizlemek amacıyla yetkisiz bir genel başkanın çağrısıyla yapıldığı için yine yok hükmünde olduğu iddiasına dikkat çekti.
4- MUTLAK BUTLAN KARARI ÇIKARSA NE OLUR?
Tahincioğlu, dördüncü maddede mahkemeden mutlak butlan kararı çıksa dahi Kılıçdaroğlu’nun geri geleceğini söylemenin hukuki olmadığını şu ifadelerle anlattı:
“Mutlak butlan uygulanarak iptal kararı verilse dahi, bu kararın istinaf ve Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleşmesi zorunludur. Mahkeme bu süreçte bir kayyım heyetini parti içinden atar. Kayyım da partinin resmi iş ve işlemlerini yaparak partiyi kısa zamanda kurultaya götürür. Bu nedenle 30 Haziran’da Kılıçdaroğlu’nun geri geleceğini söylemek hukuki değildir”
Tahincioğlu, itiraz süreçleriyle ilgili zaman aşımının da söz konusu olabildiğini hatırlatarak, “Kurultaylarla ilgili itiraz süreçleri kurultaya katılan delegeler yönünden 1 ay, katılmayanlar yönünden 3 aydır. Bu sürelerde itiraz edilmediğinden zaman aşımı söz konusudur. Mutlak butlan kararında zamanaşımı yoksa da itiraz için zamanaşımı söz konusu olduğundan ya davanın düşürülmesi ya da mutlak butlan kararı uyarınca kayyım atanması gerekir. Başka seçenek mümkün değildir” dedi.
Söz konusu maddede siyasi partilerin kurultay ve kongreleri ile ilgili kararların YSK tarafından verildiğini işaret eden Tahincioğlu, “CHP kurultayı için bu itirazlar yapılmamış, YSK da yasaya aykırı bir usulsüzlüğe rastlamamıştır. YSK kararları yargı denetimine tabi olmadığı için mahkeme YSK denetimindeki bir alanda karar veremez” diye yazdı.
5- KARŞI GÖRÜŞTEKİLER NE DİYOR?
Beşinci soruda karşı görüştekilerin hangi tezleri savunduğu ise şöyle anlatıldı:
“CHP’de Kılıçdaroğlu’nun seçildiği kurultayda delegelerin iradeleri sakatlanmıştır. Mutlak butlan bu nedenle uygulanabilir. Mahkeme, mutlak butlan iddiasını yerinde görürse kurultayı iptal ederek, tedbir kararı verebilir ve bu durumda Kılıçdaroğlu ile ekibi, karar kesinleşmeden göreve gelebilir.”
6- İDDİANAMEDEKİ İDDİALAR NELER?
Altıncı maddede ise “Kurultayda şaibe bulunduğu iddiasıyla açılan ceza davasının iddianamesinde hangi iddialar yer alıyor?” sorusuna yanıt aranırken, iddianamede “şüpheliler hakkında “Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet” suçundan 3’er yıla kadar hapis cezası istenirken, şüphelilerin “oylamaya hile karıştırdıkları” öne sürüldü. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “mağdur”, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın ise “müşteki” olarak yer aldığı iddianamede, benzer tüm iddianamelerde olduğu gibi şüpheliler hakkında alacakları ceza süresince siyaset yasağı konulması da talep edildi” ifadelerine yer verildi.
Divan Başkanlığındaki İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun organize ettiği şüphelilerin Özel’in lehine oy kullanılması için delegelere para verdikleri, bir kısmına değişik il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği adaylığı teklif ve taahhüt ettikleri, bir kısım delege ve yakınlarını CHP’li belediyeler ile bu belediyelere bağlı şirket ve iştiraklerinde işe yerleştirdikleri, bir kısım delege ve yakınlarına çok sayıda market alışveriş kartları dağıttıkları, delegelerden kullandıkları oyların fotoğrafını cep telefonları ile çekerek kendilerine göndermelerini istedikleri, birinci tur oylama sonucunda ikinci tur oylamaya geçilmesini geciktirerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylıktan çekildiğine yönelik gerçeğe aykırı açıklamalarda bulundukları” da iddianamede yer alan iddialar arasında yer aldı.
7- CEZA DAVASI HUKUK DAVASI İÇİN BAĞLAYICI MI?
Yedinci soruda, ceza davasının kurultayın iptali istemiyle açılan davaya ilgisinin olup olmadığı sorgulanırken, “Davanın bağlayıcılığı yok ancak iddialar verilecek karar üzerinde etkili olabilir” denildi.
8- CEZA DAVASINDAN ÖNCE HUKUK DAVASI SONUÇLANIR MI?
Sekizinci maddede ise CHP hukukçularının ceza davası bitene kadar hukuk davasının bekletilmesi gerektiği savları hatırlatılarak, “Mahkemeden bu talepte bulunmaları da bekleniyor. Karşı tarafın iddiası ise söz konusu ağır iddialar varken mevcut yönetimin iş başında kalamayacağı yönünde…” denildi
9-10 MADDELER: KILIÇDAROĞLU TARAF MI? HANGİ AÇIKLAMALARI TEPKİ ÇEKTİ?
Tahincioğlu ayrıca dokuzuncu maddede Kılıçdaroğlu’nun ne hukuk ne de ceza davasında bir taraf olmadığın hatırlattı ve onuncu maddede de Kılıçdaroğlu’nun söylediği ve yalanlanmayan sözlerini şöyle gündeme getirdi:
“Farklı haberlerde Kılıçdaroğlu’nun aynı heyete, “Örgütün tepkisi ne olacak? 2-3 gün tepki gösterir. Neymiş, beni genel merkeze sokmayacakmış. Evet sokmasınlar. Genel başkan neredeyse genel merkez oradadır. Bunların hepsi yoluna girer. Telaşa gerek yok. Bu karara karşı çıkılırsa hem kararlarını nasıl alacaklar? Maaşları nasıl ödeyecekler? Milletvekillerini nasıl seçecekler?” dediği de öne sürüldü”
Söz konusu maddede CHP’li 10 milletvekilinin Kılıçdaroğlu’na yönelik tepkilere sosyal medyadan tepki göstererek eski genel başkanlarına destek çıktıkları hatırlatıldı.
11- CEZAEVİNDEKİ İMAMOĞLU NE DEDİ?
Silivri’deki Marmara Cezavi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu ile ilgili kullandığı ifadelere de on birinci maddede yer verildi. İmamoğlu’nun “Doğru bulmuyorum, çok iç acıtan bir cevap. Büyük bir ihanete uğrama duygusuyla karşı karşıyayım. Bunca insan hapisteyken, yargılama değil, cezalandırma oluyorken, aileler işkence altındayken bu söze tahammül etmem mümkün değildir. Bu sözleri kabul etmem, asla affetmeyeceğim. Çok içimi yaktı, tarifsiz biçimde kötü hissediyorum” dediği aktarıldı.
12- ÖZEL VE ESKİ CHP LİDERLERİNİN KILIÇDAROĞLU’NA TEPKİSİ NE?
On ikinci maddede CHP Genel Başkanı Özel ve eski CHP genel başkanlarının tepkisine yer verildi. Özel, partiyi terk etmeyeceklerinin altını çizerken, eski CHP genel başkanları da Kılıçdarğlu’na ‘Özel’in yanında durma’ çağrısı yaptı.
13- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TARTIŞMALARA NE DİYOR?
Söz konusu tartışmalara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkilerine de on üçüncü maddede yer verildi. Erdoğan, CHP içindeki mutlak butlan tartışmasını “13 yıl boyunca önünde düğme ilikledikleri bir şahsa yaptıkları karşısında ürkmemek, hicap duymamak mümkün değil. Bizans’ta oyun, CHP’de kavga bitmez” ifadeleriyle yorumladı.
14- AKP’NİN YSK ÜYESİ NE DEMİŞTİ?
On dördüncü soruda da AKP’nin YSK üyesi Recep Özel’in açıklamalarına yer verildi. Özel, YSK’nın verdiği kararı asliye ceza mahkemesi ya da ağır ceza mahkemesi bozamaz. Bozmamalı. Böyle bir şey olamaz. Bütün sistem allak bullak olur. Çok çok yanlış olur” demişti.
15- MAHKEMEDEN KARAR YARIN ÇIKMAK ZORUNDA MI?
Tahincioğlu, on beşinci soruda da “Mahkeme, duruşmayı herhangi bir karar vermeden erteleyebilir mi?” diye sordu ve yanıtını da şöyle verdi:
“Evet. Mahkemenin duruşmada ortaya atılan iddiaları, önüne süren belgeleri inceleyerek karar verebilmek için duruşmayı erteleme yetkisi bulunuyor. Bu duruşmada herhangi bir karar verme zorunluluğu yok. Hukukçuların ağırlıklı bölümünün beklentisi de bu yönde. Ancak özellikle iktidara ve Kılıçdaroğlu’na yakın isimler mutlaka bir karar çıkacağı görüşünde.”
Kaynak: T24